SULU ŞAKA
Sıcakların bastırmasıyla birlikte
katalitik sobaya yapıştığımız günler geride kalmıştı.Evin önündeki
düzlük alana halı sermiş, tv u dışarıdan seyerederek oturuyorduk.Bu sırada ev arkadaşlarımdan Bülent elindeki bir
bardak suyu Atalay’ın üzerine döküverdi.Atalay bu şakaya fazla bir tepki
göstermedi.Aradan biraz zaman geçtikten
sonra Atalay kısasa kısas yapıp intikamını aldı.
Bunun
üzerine Bülent bir leğen suyu üzerimize döktü.Böylece bir bardak su ile
başlayan sulu şaka büyümeye başladı.Bizi
ıslatan arkadaş odasına kaçtı. Biz dört arkadaş intikam yemini etmiştik.Fakat
odasına kaçmış bir adamdan nasıl intikam alacaktık?Aklımıza hortumla
penceresinden su sıkmak geldi.
Fakat o bizden hızlı davranıp pencereyi kapatmıştı.Biz de Bülent’in odadan
çıkmasını sağlamak için hortumu odasının
kapı altından içeri sokarak suyu açtık.
Beklentimiz odaya su
doldukça Bülent’in dışarı
çıkmasıydı.Elimizde su dolu
kaplarla bekliyorduk.Fakat işler hiç
deumduğumuz gibi olmadı.On dakika
kadar içeri su tutmamıza rağmen
içeriden ses gelmiyordu.En sonunda aşağı kata su damlayabileceğini
düşünerek hortumu kapadık.
Bülent’i odadan çıkarmak için başka bir yol düşünmeye başladık. Tanıdık bir polis
arkadaşı çağırıp’’İçeride hırsız var diyelim’’ diye dışarı çıktık
ama sonra bu düşünceden
vazgeçtik. Geri döndüğümüzde Bülent’in evdeki tüm kapları doldurduğunu anladık.Hatta hortumu bile
hazırlamış bizim eve dönmemizi bekliyordu.
Saat epey ilerlemişti.En sonunda bekleyerek bir şey olmayacağını
anladık ve ıslanmayı göze alarak içeri girdim ama üçüncü kez sular kafamdan
aşağı boşaltıldı.Bülent şort ve atletle
dışarı fırladıçŞimdi ben onu ıslatma derdine düşmüştüm.Diğer arkadaşalrı
çağırarak kapıyı kapattım.Bülent
dışarıda kalmıştı şort ve atletle.Biraz tv izledikten sonra ışıkları kapatıp
yattık.Çatıdan sesler gelmeye başlayınca
pencereden elimi uzatarak çatıya çıktığı merdiveni aldım. Böylelikle çatıdan inemeyeceğini ve çatıda
sabahlayacağını düşündüm.
Bu arada
yastığımın ve çarşafımın penceredn alındığını fark etttim.Yatmamızla
birlikte çatıdaki sesler de artmaya
başladı.Sonra telefonun telinin çekildiğini anladık.Fakat bir süre sonra yere
indirdiğim merdivenin çatıya doğru çekildiğini gördük.İnanamadım.Dışarı bakınca
gerçekten merdiven yerinde yoktu.Korku
filmlerindeki gibi ilginç olaylar
yaşamaya başlamıştık. Bir süre sonra Bülent
çatıdan inmiş pencereye vurup duruyordu. Biz uyumuş numarası yapıp ses
çıkarmadık. Ardından salonun camından kolunu uzatıp kapıyı açmaya çalışıyordu
ve bir süre sonra kapıyı da açtı.Yattığımız yerde donakalmıştık.Bülent’in ne yapacağını merakla bekliyorduk. Bir süre sonra yattığımız odaya gelip önce
ışıkları açtı ve elindeki su dolu sürahiyi
kafamızdan aşağı döktü.Biz
o şaşkınlık içinde
hem gülüyor hem de ıslak giysilerden kurtulmaya çalışıyorduk.
Hırsını alamayan Bülent
hortumu takıp kapıları kilitlemiş
olan diğer arkadaşın penceresinden içeri su
sıkmaya başladı.Ardından bizlerin
hayret dolu bakışları içerisinde gecenin ikisinde çatıya çıkardıklarını
indirmeye başladı.Bu sırada odasından çıkan diğer arkadaş elindeki bir tencere
suyu merdivenden inen Bülent’in suratına
döktü.
Her taraf sular içerisinde kalmıştı.Bir
bardak su ile başlayan şaka
gece yarısına kadar
sürmüştü.Belki de bir senelik
yoğun çalışma ortamının verdiği
stresin etkisiyle böyle bir çılgınlık yapmıştık.Ama çok rahatlamıştık.
Uykumuz
da kaçmıştı.Sohbet uzadıkça uzadı.Uyku bastırdığı zaman saat sabahın beşi olmuştu.Ertesi gün okula
gidecektik.Allah’tan karışan yoktu.Ben
müdür vekili arkadaş da öğretmenimdi.Uykudan uyandığımızda öğle ezanları
okunuyordu.
Haziran-1996- İslahiye-ANTEP
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder