11 Temmuz 2015 Cumartesi

SULU ŞAKA



                                                     SULU  ŞAKA
       Sıcakların bastırmasıyla birlikte  katalitik sobaya yapıştığımız günler geride kalmıştı.Evin  önündeki  düzlük alana halı sermiş, tv u dışarıdan seyerederek  oturuyorduk.Bu  sırada ev arkadaşlarımdan Bülent elindeki bir bardak suyu Atalay’ın üzerine döküverdi.Atalay bu şakaya fazla bir tepki göstermedi.Aradan biraz zaman geçtikten  sonra Atalay kısasa kısas yapıp intikamını aldı.
        Bunun üzerine Bülent bir leğen suyu üzerimize döktü.Böylece bir bardak su ile başlayan sulu şaka  büyümeye başladı.Bizi ıslatan arkadaş odasına kaçtı. Biz dört arkadaş intikam yemini etmiştik.Fakat odasına kaçmış bir adamdan nasıl intikam alacaktık?Aklımıza  hortumla  penceresinden  su sıkmak geldi. Fakat o bizden hızlı davranıp pencereyi kapatmıştı.Biz de Bülent’in odadan çıkmasını sağlamak için  hortumu odasının kapı altından içeri sokarak suyu açtık.
      Beklentimiz odaya su  doldukça  Bülent’in  dışarı  çıkmasıydı.Elimizde su  dolu kaplarla  bekliyorduk.Fakat  işler hiç  deumduğumuz gibi olmadı.On dakika  kadar içeri su tutmamıza rağmen  içeriden  ses gelmiyordu.En  sonunda aşağı kata su damlayabileceğini düşünerek  hortumu kapadık.
    Bülent’i  odadan  çıkarmak için başka bir yol  düşünmeye başladık. Tanıdık bir polis arkadaşı çağırıp’’İçeride hırsız var diyelim’’ diye  dışarı çıktık  ama sonra  bu düşünceden vazgeçtik.  Geri  döndüğümüzde Bülent’in  evdeki tüm kapları  doldurduğunu anladık.Hatta hortumu bile hazırlamış bizim eve dönmemizi bekliyordu.
      Saat  epey ilerlemişti.En  sonunda bekleyerek bir şey olmayacağını anladık  ve ıslanmayı göze alarak  içeri girdim ama üçüncü kez sular kafamdan aşağı  boşaltıldı.Bülent şort ve atletle dışarı fırladıçŞimdi ben onu ıslatma derdine düşmüştüm.Diğer arkadaşalrı çağırarak kapıyı kapattım.Bülent  dışarıda kalmıştı şort ve atletle.Biraz tv  izledikten sonra ışıkları kapatıp yattık.Çatıdan sesler gelmeye başlayınca  pencereden elimi uzatarak çatıya çıktığı merdiveni aldım. Böylelikle  çatıdan inemeyeceğini ve çatıda sabahlayacağını düşündüm.
      Bu  arada  yastığımın ve çarşafımın penceredn alındığını fark etttim.Yatmamızla birlikte çatıdaki  sesler de artmaya başladı.Sonra telefonun telinin çekildiğini anladık.Fakat bir süre sonra yere indirdiğim merdivenin çatıya doğru çekildiğini gördük.İnanamadım.Dışarı bakınca gerçekten merdiven yerinde yoktu.Korku  filmlerindeki  gibi ilginç olaylar yaşamaya başlamıştık. Bir süre sonra Bülent  çatıdan inmiş pencereye vurup duruyordu. Biz uyumuş numarası yapıp ses çıkarmadık. Ardından salonun camından kolunu uzatıp kapıyı açmaya çalışıyordu ve bir süre sonra kapıyı da açtı.Yattığımız yerde  donakalmıştık.Bülent’in  ne yapacağını merakla bekliyorduk. Bir  süre sonra yattığımız odaya gelip önce ışıkları açtı ve elindeki  su dolu  sürahiyi  kafamızdan  aşağı  döktü.Biz  o  şaşkınlık  içinde  hem  gülüyor  hem de ıslak giysilerden  kurtulmaya çalışıyorduk.
         Hırsını alamayan Bülent  hortumu  takıp kapıları kilitlemiş olan diğer arkadaşın penceresinden içeri su  sıkmaya başladı.Ardından  bizlerin hayret  dolu bakışları içerisinde  gecenin ikisinde çatıya çıkardıklarını indirmeye başladı.Bu sırada odasından çıkan diğer arkadaş elindeki bir tencere suyu  merdivenden inen Bülent’in  suratına  döktü.
       Her  taraf  sular içerisinde  kalmıştı.Bir  bardak  su ile başlayan  şaka  gece yarısına kadar  sürmüştü.Belki  de bir senelik yoğun  çalışma ortamının  verdiği  stresin etkisiyle böyle bir çılgınlık yapmıştık.Ama  çok rahatlamıştık.
      Uykumuz da kaçmıştı.Sohbet uzadıkça uzadı.Uyku bastırdığı zaman saat sabahın   beşi olmuştu.Ertesi gün okula gidecektik.Allah’tan  karışan yoktu.Ben müdür vekili arkadaş da öğretmenimdi.Uykudan uyandığımızda öğle ezanları okunuyordu.


                                                                   Haziran-1996-  İslahiye-ANTEP

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder