13 Temmuz 2015 Pazartesi

BİR ÖĞRENCİ BİR HİKAYE BİR DRAM...




               BİR   ÖĞRENCİ   BİR    HİKAYE   BİR   DRAM

  Bugün maaş günüydü.Acele bir şeyler atıştırıp evden çıktım.Maaşı alıp borçları ödemek için diğer bankalara gittim.O bankadan o bankaya giderken ders saatinin yaklaştığını ve henüz tıraş olmadığımı hatırladım.On  dakika sonra berberdeydim Durumu izah ettim ama adamın aklı cep telefonundaydı.Telefonun özelliklerini ve menülerini ezberden anlatıyordu.

    Arabayı   park edip sınıfa çıktığımda on dakika geç kaldığı anladım.Çocuklara durumu izah edip  derse geçtim.Teneffüste bir öğrencim benimle konuşmak istediğini söyledi.Bir arkadaşının sıkıntısını anlatıp yardımcı olmamı istiyordu. Sorunu olan E.yı  çağırıp konuştum.

   Önce erkek arkadaşıyla olan ilişkisini anlattı ağlayarak.Abisine söylerse dayak yemekten korktuğunu söyleyince ya sevdiğin için zorlukları göze al ya da aile -  istediği gibi davran dedim.

   Sonra asıl sorunun ailevi olduğunu söyleyerek ağzından baklayı çıkarttı.’Yugoslav göçmeni  bir anne ile  doğulu bir babanın  kızı olduğunu , babasının evli  bir kadınla ilişkisi  olduğunu , evlerinde huzur kalmadığını , anne babasının bir senelik bir boşanmadan sonra bir araya geldiklerini anlattı, anlattı, anlattı…

    En ilgin olanı, babasının  annesinin serçe  parmağını kesmesi  ile  kızı ve annesini soğuk bir gecede balkona atmasını anlattığı bölümdü.Daha çocuk  yaşta  tramva  düzeyindeki bu  hadiseleri  yaşayan bir çocuktan nasıl okul başarısı ve hayata mutlu bakması beklenirdi ki? Çocuk bu durumda ne yapmalıydı? Ben çocuğa nasıl yardımcı olabilirdim?

  Rehberlik  servisine gidip gitmediğini sordum.Gittiğini  fakat olumlu bir katkısı olmadığını söyledi.Anlattığı kadarıyla kız evden kaçmak istiyordu. Kaçınca yaşadıklarından kurtulacağını düşünüyordu.Dilim  döndüğünce  ev dışı bir çözüm aramasının yanlış olacağını anlattım.İlgiyle dinliyor ama yine de kaçmaktan ,uzaklara gitmekten, intihardan bahsediyordu.

      Dedim ki bak beni iyi dinle:Sana nasihatım böyle böyle  böyledir.Hayat budur, kader şudur.Sabretmen ve olaylarla mücadele etmen  gerekir.Yine de illa ben böyle yapacağım diyorsan bir şey diyemem dedim.Derken iki saatlik boş ders vakti bitmiş derse girme  vaktim gelmişti.Son   sözümü söyledim: Bugün mutlaka evine git ve konuştuklarımızı düşün.İçinden geçenleri yaz.Yine fırsat  olursa paylaşmak istediklerini konuşuruz, dedim.Ama eğer eve gitmezsen bir daha sana yardımcı olmam, dedim.Durumu müdür yardımcısına kısaca anlatıp derse girerken E.nın çantasını alıp okuldan çıktığını gördüm.Derse gelseydin dedim.Yok  hocam gitmek istiyorum deyince sen bilirsin diyerek derse girdim.  Selamlaşma faslından sonra ön sırada oturan bir öğrencim o  kadar dikkat etmiş ki  hocam of  çektiniz canınızı bir şey mi sıktı deyince  ben de konuşmak istiyordum.Dersi bir kenara bırakıp  bir ders boyunca rehberlikle ilgili öğrencile- rin aile sorunları, mücadele  yöntemleriyle ilgili konuştum.Onlar da ilgiyle dinlediler.Söz alıp onlar da duygu ve düşüncelerini anlattılar.

    Teneffüste çocuklar E.nın sorunuyla ilgili konuşmak istediklerini söyleyince durumdan haberim olduğunu  E.’la konuştuğumu söylerken kütüphaneye E.  gel di.Gözyaşları kesilmiş rahatlamış gibiydi.Hocam  sizin  söylediklerinizi yapacağım ve eve gideceğim deyince çok mutlu oldum.Belki geri dönüşü olmayacak hataların başlangıcı olabilecek bir olayı önlemeye vesile olduğum için sevindim.Zaten   ona  da dersimin o gün boş olmasının ve kendisiyle konu- şacak zaman bulmamın bir şans olduğunu anlattım.

      E.’yı  dinlerken onunla birlikte ben de üzülmüş ve gerilmiştim amam insan olmanın gereği de insanlara zor zamanlarında yardımcı olmak  değil miydi?

      Son  dersten çıktığım zaman sabah maaş telaşıyla başlayan koşturmacanın ne kadar hızlı ve yoğun geçtiğini, ilginç olaylara şahit olduğumu düşündüm.Öğret – menliği bu yüzden seviyordum.Orada bulunmamın birilerinin hayatına olumlu bir katkı sağladığını düşünmek, insanlara faydalı olabilmek müthiş huzur veriyor.

      Zaten  eğer başka insanların  dertleriyle dertlenmeyecek isek kendimize   ne insan ne müslüman diyebiliriz.’’İnsanların  en hayırlısı insanlara faydalı olandır’’ buyuran Peygamberimizin(S.A.V)  sözüne layık ve uygun yaşamayı nasip et Allah’ım! Yar ve yardımcımız ol! Amin, amin ,amin.

                                                                            15-Aralık-2005  İstanbul

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder