SERAP
Allah’ın biz insanlara verdiği en büyük
nimetlerden biri de şüphesiz hayal dünyamızdır.İnsanın içinde bulunduğu zor
durumları aşmasının en büyük kaynağı da yine hayal gücümüzdür.Beki ümit denilen
kuşu uçuran da odur.
Yarının meçhullüğünü bize sevdiren de yine
hayaller değil midir? Eğer insan yarının bugünden iyi olacağını düşünmezse yarına çıkmanın ne anlamı olurdu?
Sevdalanırız hayal kurarız, üzülürüz hayal kurarız,
sevinir yine hayal kurarız. Şu dünya üzerindeki insanlar eğer birbiriyle aynı
ortamı paylaşabiliyorsa yine
yarının cazibesine kapıldıklarından olsa
gerek.
Dikkat edersek ideallerin
hayalle başladığını ve sonra netice verdiğini görürüz.Hamile olan kadın
çocuğu üzerine, öğrenci diploma, asker terhis, müminler cennet hayali
kurmuyor mu? Demek ki doğum ile ölüm
arasındaki o yolu yürürken insan
hayalsiz yapamıyor.
Peki
hiçbir hayali olmayan insan yok mu? Elbette vardır.Zaten biz o insanlara tv. Ekranlarında, gazete
sayfalarında sık sık rastlıyoruz.İntihar
girişiminde bulunan insanların işte bu
hayal denilen mucizevi gücünün iflas
ettirdiklerini anlıyoruz.
Aslında
hayaller seraba çok
benziyor.Tam hayalime ulaştım
diyorsun bir bakıyorsun kafamızda yeni hayaller şekillenmiş
bile.İnsanın hayalleri biterse karanlık bir odada yaşayan kimseden farkı
kalmaz.Artık yürünecek yol, gidilecek
yer kalmamıştır.Ve en güzeli
de hayallerin, hayal ettiğimiz şeylerden daha güzel olduğu gerçeğidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder