DUYDUM ELLERE YARMIŞ
Tek tük ısrarımla gerçekleşen buluşmalarımız da olmasa birbirimizin yüzünü unutacaktık.
Her gelişin ayrı bir faciaydı.Gözlerin hep uzaklarda, aklın bir yerlere takılı ve bir an önce gitmek ister gibiydin.Hayal kırıklığı ile ayrılıyordum çok seferinde.
Sana daha yakın olmak ve tanımak için bilgisayar kursuna yazıştım.Bir anda neler olduğunu anlayamadan seni kaybettiğimi anladım.İnsanın fikri de duyguları da elbet değişebilirdi ama bunu benle paylaşmalıydın.Seni o minibüste bir başkasıyla görünce bir çuval incirin berbat olduğunu anlamıştım.Sonrasında birbirimizi uzaktan görüp konuşamamak ve düşmanca soğukluk ne kadar acıydı. O zamanlar kendi kendime dedim ki insanoğlu çiğ süt emmiş demek buymuş.
Telefonda konuşmaya doyamadığım o ses böyle davranabilir miydi? Hayatın içiinde hayal kırıklıkları da vardı.Öyle ya zorla güzellik olmazdı.Bir insan eğer diğerini istemiyorsa ona güle güle demek de bir olgunluk ve hoşgörü değil miydi? Ve o çok sevdiğim sesinden sohbetlerinden beş altı ay uzak kalıyordum. Ömür boyu da duymak istemiyordum.Çünkü ben sevgimi, ilgimi, yüreğimi vermiştim.Sen ise sırtını dönüp gitmiştin.
Doğum günümde arayıp küllenen ateşi üflemen olmasa yokluğuna da alışıyordum.Ah o sesin yok mu? Sesinde pişmanlık dolu ifadeler öfkemi azaltmıştı. Zannettim ki bu sefer ciddisin. Sonraki günlerde anladım ki öyle değilmiş.Sonra yine kaldığımız yerden konuşmaya devam ettik.Benimle
görüşmek için annenle tartıştığını söylemen biraz değiştiğini gösteriyordu.Özellikle evini merak ediyorum demen kendinle mücadele içinde olduğunu düşündürttü.
Aslında bitip tükenmek bilmeyen arayışların bana karşı sadece alışkanlık olamazdı.Çünkü bir alışkanlık bir süre sonra bıktırırdı.Bıkmadığına göre....
Yaşadığım sözlümden ayrılmadan sonra ilk defa birine bu duyguları hisetmiştim.
Belki sonumuz yoktu ama olsundu.Şairin dediği gibi- Sevmeyen yürek göğsümüzde paslı bir yüktü.-
Veya benim deyişimle yürekler sevgiyle çarpmamışsa, çarpmıyorsa, çarpmayacaksa o zaman çarpmasın-dı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder